Bozcaada’da gezilecek yerler

Bozcaada Rehberi


No more posts

ximage5af9641428c07.jpg.pagespeed.ic_.ikaAgwTtkn.jpg

Bozcaada’da Nerede Yüzülür

Bozcaada’nın en çekici yanlarından biri tertemiz denizi, bakir koyları ve plajları. İlk defa gelenleri oldukça şaşırtacak güzellikteki irili ufaklı koyların çoğu denize girmek için uygun. Adanın denizi tüm Kuzey Ege’de olduğu gibi çok sıcak değil. Ama dönem dönem şaşırtıcı derecede ısındığı da oluyor.

Ünlü Ayazma Plajı altın rengi, incecik kumu ve pırıl pırıl turkuaz denizi ile oldukça etkileyici. Burası günübirlik tesislerin toplandığı tek plaj. Kumsalın üstündeki yol boyunca sıralanmış restoranlar plaja ayrı bir hava katıyor. Bozcaada’da beacholarak hizmet veren tesisler de bulunuyor. Bunlar Habbele ve Tuzburnu koylarında bulunuyor.

Bozcaada’da mayısın son haftalarından ekim ortasına kadar rahatlıkla denize girilebiliyor. Ama yaz tatilcileri en çok temmuz ve ağustos aylarını tercih ediyor. Dolayısıyla bu aylar plajların en kalabalık olduğu dönem oluyor.

Adada yaz dönemi, kuzeyden esen rüzgar sayesinde bunaltıcı geçmiyor. Adanın bir diğer avantajlı yanı, yaz ne kadar kalabalık geçerse geçsin denize girilecek tenha koyların bulunabilmesi.

Eylül-ekim ayları deniz suyu sıcaklığının en yüksek olduğu dönem. Rüzgarın hafiflemesi ve plajlardaki kalabalığın çekilmesi ile denizin keyfine doyulmayan bir dönem aynı zamanda!

Poyrazda mı Lodosta mı?

Adanın avantajlı yanlarından biri, en rüzgarlı havada bile denize girebileceğiniz sakin bir koy seçeneği sunması. Denize gitmeden önce yapmanız gereken ilk şey, o gün esen rüzgarın yönünü tayin etmek.

Dalgasız, sakin denizde yüzmek isteyenler rüzgar güneyden esiyorsa(lodos) adanın doğu ve kuzeydeki koylarını, kuzeyden(poyraz) esiyorsa ki genellikle öyle esiyor güneydeki koylarını tercih etmeli. Batı kıyılarında denize girilebilecek koylar bulunmuyor. Rüzgar durduğunda ise adadaki tüm koylarda deniz çarşaf gibi oluyor.

Koylara Ulaşım

Ayazma Plajı, Habbele Plajı ve Sulubahçe’ye 15 dakikada bir kalkan minibüslerle ulaşmak mümkün. 2017’de güney kıyılarındaki diğer koylara da minibüs seferleri konuldu:

Ataol ve Neco Beach/ Tuzburnu/ Akvaryum Koyu/ Beylik Koyu

gidiş        dönüş

11.00       11.10
12.00       12.10
13.00       13.10
14.00       14.10
15.00       15.10
16.00       16.10
17.00       17.10

Burada bahsettiğim koylar, araçla ulaşımı mümkün, denize girmek için tercih edilen başlıca koylar. Bunların arasında irili ufaklı adı bile olmayan birçok ufak koy bulunuyor. Bu koyları kıyı boyunca yürüyüş ve tırmanışlarla keşfedebilirsiniz. Bakir koylara giderken yanınıza içecek, yiyecek ve şemsiye almayı unutmayın!

Denize Girilecek Yerler

Ayazma Plajı- poyrazda

Turkuaz renginde denizi ve incecik kumu ilk defa gelenleri şaşırtacak güzellikte bir kumsal burası. Adanın en popüler, dolayısıyla en kalabalık plajı. Günübirlik tesislerin olduğu tek koy olan Ayazma Plajı’na yaz döneminde düzenli olarak minibüs seferleri yapılıyor. Plajdaki şemsiye ve şezlong kiralamasını Bozcaada Spor Kulubü yürütüyor. Şemsiye için 10, şezlong için 15 TL. ödeniyor. 2019 itibariyle Ayazma Plajına park eden arabalardan 10 TL park ücreti de alınmaya başlandı.

Plajın en keyifli yanlarından biri tahta sandalyeli, ekose örtülü plaj restoranları. Bu restoranlar özellikle öğle yemekleri için tercih ediliyor. Restoranlarda gözleme, mantı, çiğ börek yanında her türlü soğuk-sıcak meze çeşitleri ve deniz ürünleri de oluyor.

Ayazma Plajında eğlencelik su sporları düzenleyen iki işletme de bulunuyor. Biri koyun sağ ucunda, ringo, su kayağı, muz, su topları ve yunuslar kiralıyor. Diğeri koyun sol ucunda, sadece jet ski kiralıyor.

Sulubahçe Koyu- poyrazda

Ayazma plajının bitişiğindeki bulunan koyun önünden minibüsler geçiyor. Bu yüzden yaz döneminde günübirlikçilerin tercih ettiği koylardan biri. Ayazma ve Habbele Plajı’nın ortasında olmasına rağmen tesisi olmadığı için biraz ıssız kalması ada yerlileri tarafından tercih edilmesinin sebebi. 2019 yılında Bozcaada Spor Kulubü burada da şemsiye- şezlong kiralamaya başladı. Şemsiye için 10, şezlong için 10 TL. ödeniyor.

Habbele Plajı- poyrazda

Denizi hem kumluk hem de taşlık olan Habbele, Ayazma’ya göre daha sakin. Adaya uzun yıllardır gelenlerin tercih ettiği bir koy. Plaja düzenli olarak minibüs seferleri yapılıyor. Koyda uzun yıllardır hizmet veren bir Mitos Beach, 2018’de baştan aşağı yenilenip, başka bir işletme olarak açıldı.  Koyun diğer ucunda yer alan Bertiz Otel, havuzu ve tahta iskelesi ile dışarıya açık beach hizmeti de veriyor.

Beylik Koyu- poyrazda

Adanın gizli saklı kalmış cennet koylarından biri. Ayazma Plajı’nın hemen solunda yer almasına rağmen, plaj ile aralarındaki asfalt yolun çökmesinden dolayı uzun zaman gözlerden uzak kalmış. Yeni yol, Ayazma Plajı’ndan manastır yönünde merkeze doğru giderken sağdaki ilk yol. Bu asfalt yolda 1 km. kadar ilerledikten sonra sağa sapılan 300 metre uzunluğundaki toprak yol sizi bakir koya ulaştırıyor. 2015 yılında koyda karaya oturan büyük gemi, artık oradan kaldırıldı.

Akvaryum Koyu (Mermer Burnu)- poyrazda

Yaz dönemi boyunca müdavimlerinin boş bırakmadığı ufak bir koydur. Deniz altındaki inanılmaz çeşitliliği görebilmeniz için bir şnorkel ve gözlükle gelmenizde fayda var. Bu koya gün içinde minibüsle ulaşmak mümkün. Mermerlerin üzerinden yürüyerek en uca kadar giderseniz, kayalardan da deniz girmeniz mümkün.

Çayır Koyu- lodosta

Rüzgarın güneyden estiği nadir günlerin birine denk gelirseniz mutlaka Çayır’da denize girmelisiniz. Burada denizin rengi bir başka güzel ve Göztepe’ye bakarak yüzmek çok keyifli. Genelde adanın yerlileri tarafından bilinen koy, sakin ve huzurlu. Tam deniz kenarına kadar inen düzgün bir asfalt yolu bulunuyor.

Tuzburnu Koyu- lodosta

Anakaradan baktığınızda adanın en sol ucundaki Tuzburnu fenerinin bitişiğinde yer alıyor. Lodoslu havalarda en çok tercih edilen koylardan biri. Buraya tempolu bir yürüyüşle ada merkezinden 1 saatte varmak mümkün. Koyun solundaki diğer ufak koyda beach hizmeti veren 2 tesis bulunuyor. Bu tesislerden biri 2018 yılında önüne ahşap bir iskele kurdu, böylece taşlık denize girmek çok daha kolay oldu. Bu arada keşfi sevenler için, Tuzburnu fenerine çıkıp panaromik Ege denizine karşı oturması da çok keyifli…

Poyraz Limanı Koyu – lodosta

Ada merkezine en yakın koylardan biri. Çanak şeklinden dolayı poyrazda bile fazla rüzgar almıyor. Yürüyüşle 15 dakikada ulaşmanız mümkün. Denizi genel olarak sığ ve sıcak ama deniz kestanelerine dikkat etmek gerekiyor. Herhangi bir tesis bulunmuyor.

Tekirbahçe Koyu- lodosta

Adanın turizm bölgesi ilan edilen Tekirbahçe’de 5-6 otel ve ufak bir tatil köyü bulunuyor. Uzunca bir kumsaldan oluşan koyda tesislerde kalanlar için konulan şemsiye ve şezlonglar bulunuyor. Bu ufak plajlardan bazılarına siz de dışardan katılabilirsiniz. Tatil Köyü’nün havuz ve aqua parkına giriş ücretini vererek herkes girebiliyor zaten. Koya anayoldan sapılan toprak yollar dışında Poyraz Limanı’ndan kıyı boyunca yürüyerek de ulaşabilirsiniz. Böylece ikisinin arasındaki minik bir koyu da keşfetmiş olursunuz.

Ada merkezi- poyrazda ve lodosta

Ada merkezinde denize girebileceğiniz iki yer seçeneği bulunuyor.

  • Poyrazda: Bozcaada Yat Limanı, Türkiye’nin en temiz yat limanlarından biri olarak denize güvenle girebileceğiniz bir yer. Kale önündeki çay bahçeleri yazın salıncaklar, şezlonglar ile ‘beach’ havasına bürünüyor. Buralara kurulmuş merdivenlerden deniz kestanelerine ve kayalara dikkat ederek havuza girer gibi denize girebilirsiniz. Yüzerken açılıyorsanız yanaşan feribota ve teknelere de dikkat etmelisiniz.
  • Lodosta: Kale arkası denilen bölgede bulunan Salhane Bar’ın önündeki merdiven denize girmek için çok uygun. Salhane zaten gün boyunca beach havasına bürünüyor. Adalılar buradan denize girmeyi seviyorlar.

Akvaryum-Koyu-Nasil-Gidilir.jpg

Zaman geçirilecek yerler içinde belki de en güzellerinden biri plajlarında geçirilen güzel vakitlerdir. Alırsınız kitabınızı, yeşil ve mavi denizin mükemmel ahengiyle birleşmiş denize karşı keyif çatarsınız.

Adanın denizi soğuktur ama adanın ve ada insanının sıcaklığı yeter de artar. Burada birkaç gününüzü birbirinden güzel ada koylarında ve plajlarında geçirmenizi tavsiye ederim.


polente-feneri-ve-ruzg-r-gulleri.jpg

2016 yazında yaptığım seyahatimde Bozcaada günbatımı izlenecek yerlerden biri olan ve ilçenin güney ucunda bulunan fenere gitmeye karar verdim. Yapılacaklar listesinde en önemli sırada olduğunu bildiğim için birazda içimi heyecan kaplamıştı.

Polente feneri ilk olarak şarabı ve meşhur damla sakızlı kurabiyesini alıp (Ayrıca yanınıza oturmak için örtü vb. şeylerde alabilirsiniz) akşam üzeri saat 18:00 gibi ada merkezinden kalkan minibüslerinolduğu yere gitmiştik.

Günbatımında, yanınıza şarap ve kurabiye dışında zevkinize göre peynir tabağı, meyve gibi manzaranızı şenlendirecek yiyecekler de alabilirsiniz.

Günbatımı izlenecek yer olaran bilinen Polonte fenerinde, taşların üzerine oturulduğu için, eğer sandalyeniz var ise yanınıza almanızı ya da herhangi bir örtü vb. bir şey getirmenizi tavsiye ederim. Eğer şahsi aracınız var ise, merkezden Polente Feneri’ne 25 dakikada ulaşabilirsiniz.

Şahsen biz, siz deyin 30 kişi ben diyeyim 50 kişi olan minibüs sırasına kendimizi atmıştık. 10-15 dakikalık bir bekleyişten sonra bizi Polente fenerine götürecek minibüse binmiştik. Minibüste yanlış hatırlamıyorsam 4 TL gibi bir cüzi fiyat ödemiştik.

Sakın korkmayın. Yoğun sezonda bile sizi fenere götürecek kadar minibüs mevcut. Eğer yoğun sezonlarda gidiyorsanız size tavsiyem biraz daha erken gidip minibüs sırasında daha önlerde olabilirsiniz.

20-25 dakikalık minibüs yolculuğu ile yukarıdaki resimde gördüğünüz yere ulaşmıştık. Gün batımına daha 2 saat olduğu için ilk olarak soluğu Rüzgar güllerinin olduğu bölgeden yürüyerek en uçtaki Tuzburnu koyunda bulunan deniz fenerinde aldık. Patika yolun bir kısmı kumlu olduğu için yürüyüş gidiş-dönüş toplamda 45 dakika gibi bir zamanımızı almıştı. Yol boyunca bol bol fotoğraf çekip anı dondurmakta size kalmış.

Artık güneşin batışına bir saat gibi bir süre kalmıştı. Yavaştan kalabalıklaşan polentedeki fener de yerimizi almış ve örtümüzü sermiştik. Sonrasında şarabımızı gün batımına karşı yudumlamaya başlamıştık. Bulunduğumuz ortam o kadar huzurlu bir hal almıştı ki, yavaştan esen rüzgarın sesi ile denizin sesibirleşmiş, hava artık yavaş yavaş yerini alacakaranlığa bırakmaya başlamıştı. Hayatım boyunca unutamayacağım bir anıma tanıklık etmiştim.

Artık hava kararmış ve içimizi tarifsiz bir huzur kaplamıştı. Akşam dönmek için bizi bekleyen minibüs (Sizi getiren minibüs ile adaya tekrar dönülüyor) ile ada merkezine rotamızı tekrar çevirmiştik.

Buraya gelmişken Polente fenerinde en az bir akşam üstünü gün batımı seyretmek için ayırın derim. Asla pişman olmayacaksınız, yeniden doğmuş gibi hissedeceksiniz. Şimdiden unutulmayacak bir günbatımı dilerim.


fici-e1b3.jpg

Buraya kadar gelmişken şarapların nasıl yapıldığı hakkında bilgi almak ve üzüm bağlarını görmeden dönmemek gerekiyor. Peki nasıl ?

Adada bulunan şarap üreticilerinin ada merkezinde şarap satış ofisleri bulunuyor. Buralardaki ofisler ya da şarap üreticileri ile iletişime geçip şarap turları hakkında bilgi edinmeniz mümkün.

Toplamda 6 adet şarap üreticisi bulunuyor. Bunlar; Talay Şarapçılık, Amadeus Vinotek, Yunatçılar, Ataol, Corvus ve Gülerada şarapları. Şarapları hakkında detaylı bilgiler almak ya da tura katılmak istiyorsanız bu saymış olduğum şarap üreticileri ile iletişime geçmenizi öneriyorum.

İlk seyahatimde Talay Şarapçılık’ın düzenlediği bir tura katılmıştım. üzüm bağlarını yerinde keşfetme, şarap fabrikalarında şarap yapımı hakkında detaylı bilgileri edinme ve şarap mahzenlerini görme fırsatı elde etmiştim.

İlk görülecek yerlerin başında gelen şarap fabrikalarında tura katılmak yerine bireysel olarak da gezebilir, ada merkezinin dışında bulunan üzüm bağlarını ziyaret edebilirsiniz. Dilerseniz satış ofislerinden de şarap satın alabilirsiniz.

Şarap fabrikaları, genellikle yaz aylarında ve festival zamanlarında daha fazla tur yaptığından, adaya geleceğiniz tarihleri buna göre ayarlamanızı tavsiye ederim. Son olarak, şarap fabrikalarına yakın bulunan şarap evlerinde şarap içimini/tadımını da yapabileceğinizi belirtmek istiyorum.


08-1200x801.jpg

Ziyaret edilecek yerler arasında en önemlilerinden biri de, Merkezde bulunan Rum mahallesi, burası, şahsen beni, ada içinde en çok etkileyen yerlerden biri olmuştur.

Size tavsiyem, eğer zamanınız var ise mahallenin sokaklarının tamanını gezmeniz. Niye mi? Izgara biçiminde işlenmiş sokaklarında bulunan renkli ve şirin evleri keşfetmek ve ada halkının huzurlu yaşamına şahit olmak için bunu yapmanızı öneriyorum, bence bu yapılacak en güzel aktivitelerden birisidir.

 

Bozcaadada yapılacaklar bitmez fakat Rum mahallesinde ne kadar vakit geçirirseniz geçirin, aklınızın bir kenarında hep o güzel sokaklar kalır. Arnavut kaldırımlı sokaklarda gezerken huzur bulursunuz. Renkli evlerinin önündeki çiçekler, ada sokaklarına da ayrı bir hava katar. Fotoğraf çekmeyi seviyorsanız, sizin için biçilmiş kaftan olacaktır.

Her bir sokağı ayrı güzel olan mahallesindeki evleri görünce, Yunan mimarisinin bugüne kadar nasıl korunduğunu görmüş oluyor insan. Ayrıca evleri kaplayan sarmaşıklar, mahalleye ayrı bir hava katıyor.

 

Mahallenin sokaklarını baştan sona gezdikten sonra, yorgunluğunuzun üzerine ara sokaklardaki mekanlarda şaraplarını tadın; akşamında ise Rum mahallesindeki ara sokaklarda kurulan meyhanelerinde unutulmayacak bir ada akşamının tadını çıkarın.


Bozcaada-Kalesi.jpg

Geyikli Bozcaada feribot içine girdikten sonra, hedefim artık ufukta görünmeye başladığında her zaman içimi ister istemez bir heyecan kaplar. Adaya yaklaştıkça ufukta görünen adaya vardığımda ise, tüm ihtişamıyla Bozcaadanın kalesi beni ilk karşılayan adres olur.

Simge yapılarından biri olan kale,  tarihi yerleri arasında belki de en önemlilerinden birisidir. Çanakkale boğazının girişinde olmasına rağmen, günümüze kadar iyi korunmuş olan kale, bir anda sizi tarihin tozlu sayfalarına götürür.